14 Ekim 2011 Cuma

KAMU ÇALIŞANLARININ GENEL EYLEMİNE SELAM



               1975-1980 arası Memurların "Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika" hakkı için İstanbul Şb. Bşk. ve Genel Merkez yöneticisi olarak saflarında mücadele ettiğim MEM-DER (Memurlar Derneği)den beri bu hedefe ulaşılamadı.

                12 Eylül 1980 Faşist darbesiyle bütün siyasi partiler sendikalar ve kitle örgütleri gibi "Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika " hakkı için mücadele veren Memur Dernekleri de (TÖB-DER başta olmak üzere, MEM-DER Memurlar Derneği , TÜM-DER Tüm Memurlar Derneği, TÜM-PTT DER, TÜS-DER Tüm Sağlık Memurları Derneği , TÜM-ZERBANK DER, TÜTED Tüm Teknik Elemanlar Derneği, GÜMMUH-DER Gümrük Muhafaza Memurları Derneği v.b.) faaliyetleri yasaklanarak kapatıldı. Bu memur örgütlerinin binlerce üye ve yöneticisi gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı ve pek çoğu da 1402 sayılı sıkıyönetim kanunu uyarınca işten atıldı. Memurların hak ve özgürlük mücadelesi acımasızca ezilmek istendi.

                 1986 yılından itibaren yeniden örgütlenmeye çalışan öğretmenler 16.2.1988 de EĞİT-DER'i kurarak mücadeleye atıldılar.Öğretmenleri diğer kamu çalışanları izledi . 28 Mayıs 1990 da EĞİTİM-İŞ sendikası bunu takiben diğer memur sendikaları kuruldu..  O tarihten bu güne "GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKA HAKKI" için büyük mücadeleler veren, ağır bedeller ödeyen Kamu çalışanları KESK, BİRLEŞİK KAMU-İŞ, KAMU-SEN ve MEMUR-SEN olmak üzere 4 ayrı konfederasyonda örgütlüdür.


                  İşbirlikçi iktidarlar 1980 den bu yana Türkiye'yi hızla iç ve dış borç batağına sürüklediler.
(*1981 de Toplam Borç Miktarı 13 milyar dolar.
* 2008 yılı itibariyle İç ve Dış Borç Toplamı : 500 milyar dolar civarındadır.
AKP iktidarı ise 221 milyar dolar olarak aldığı iç ve borç toplamını 2008 yıl sonu itibariyle 500 milyar dolara çıkararak, Ülkemizi 7 yıl içinde bütün Cumhuriyet tarihinde yapılandan  fazla borçlandırdı.) 1923 den bu yana bin bir emek ve fedakarlıkla oluşturulan Kamu Kuruluşları ve kaynakları serbest piyasaya uyum-özelleştirme adı altında Yabancı Sermayeye ve yandaşlarına peşkeş çekilerek elden çıkarılmış, Türkiye üretim fakiri haline getirilmiştir.

                  1970'li yıllardan bu yana ülkemizdeki gelir dağılımı çalışan sınıflar ve emekçiler aleyhine hızla bozulmaktadır. 1970'lerde Memurların Gayri Safi Milli Hasıladan aldıkları pay % 12-13 civarında iken 2009 yılında % 6 civarındadır. Her yıl çarpıtılmış enflasyon rakamlarını esas alaran İktidar,  Memur ve Emeklilere bırakın maaş iyileştirmeyi, gerçek enflasyon oranının altında maaş artışı yaparak yoksulluğa mahkum etmektedir.

                   AKP iktidarının Cumhuriyet devrimini tasfiye planının bir parçası olarak, kamuda kadrolaşma çabaları ve partizanca uygulamaları doruk noktasına ulaşmış durumda.
Öğretmenden vergi uzmanına, polise, hakime savcıya kadar bütün kamu çalışanları keyfiliğin ve partizanca-hukuk dışı uygulamaların hedefi durumundadır.

                  İşte bu koşullarda Kamu Çalışanlarının genel grev eylemi büyük bir önem taşıyor.
Bu eylemin "GREVLİ TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKA HAKKI "mücadelesinde dönüm noktası olacağı inancındayım.

                   Kamu Çalışanlarının genel grevini Türkiye'miz üzerindeki karabasanın def edilmesinde yol açıcı bir potansiyele sahip olacağı umuduyla selamlıyorum.


Feyzullah ÖZTÜRK
Ankara 24 Kasım 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder