26 Aralık 2015 Cumartesi


ZAFER'İM

CANIM KARDEŞİM
Bu gün 58 yaşından dakikalar aldın canım kardeşim.
Kardeşten de öte arkadaşım oldun hayat boyu.
Sevdiğim, sarıldığım, koruduğum,dert ortağım, sığındığım kardeşim/arkadaşım oldun.
Hep el uzatınca tutma , seslenince duyma mesafesindeydin benim için.
Çocukluğumuzdan beri sesimizi duymadan, elimizi tutmadan, dertleşip gönül gönüle olmadan, didişmeden rahat edemedik ikimiz de.
Ben yatılı okula Trabzon'a gittiğimde sen daha 9 yaşında idin.
Sen de daha sonra Rize ve Ordu da ortaokul ve liseyi yatılı okudun.
( Tamer de bizi takip etti yatılı okudu)
Ne çok özlerdik birbirimizi.
Karne tatillerinde yanyana geldiğimizde Annem " bakın şimdi sarmaş dolaş hasret giderip, sonra hırlaşmak yok ha " derdi. Ve de aynen öyle olur, ilk haftadan sonra sudan sebeplerle birbirimizle didişirdik. Şimdi bakıyorum da o nizalarımız bile sevgiden, hasrettenmiş.
Hele Mesudiye günlerimiz!
İki Mahalle çocukları olarak (Rüştiye ve Kilise Mahalleleri ) kim hangi mahallenin meyvelerini daha erken yolacak iddiası için, Kilise Mahallesindeki meyveleri yolmaya gidebilmek için mahsustan evde kavga çıkarıp Annem bizi kovalayınca sokağa kaçışımı, Kara Yusuf Amcanın bahçesini talan edişimiz gibi çocukluklarımız.
Aklıma geldikçe halen bir taraftan güler, bir taraftan utanırım.
Taa ozamanlardan beri herşeyimizi paylaştık ve birlite yaşadık becerebildiğimizce.
Çocukluğumuz, gençliğimiz iç içeydi.
Ne zaman dara düşsem, ne zaman başım sıkışsa senin el uzatma mesafesinde olduğunu, yanımda olacağını bilirdim ve yaşadım. Senin de bunu benim için düşünüp yaşadığını biliyorum.
Hayata bakışımız, gelecek tasarımımız da Babamız ve Annemiz den aldığımız toplumcu düşünceye, terbiyeye koşuttu.

Üç yıl önce Şehir yaşamının canını yakar hale geldiğini, işleri düzenleyip İstavri'ye yerleşmeyi düşündüğünü ve benim de seninle gelmemi şart koşmuştun. Ben sadece yazları olabilir dediğim de uzun ikna seansları sonucu beni de ikna etmiştin. Böylece köyde ev yaptırma, köyde yaşamaya ilişkin girişimlerde bulunma sürecine girdik birlikte.
Emeklilik ve sonrasını hep birlikte yaşayacağımız bir planlama yapıyordun.
Evlerin planından, ne yiyip ne içeceğimize, evde boğma rakı, serada sebze, bahçede meyve ye kadar her şeyi ama her şeyi düşünüp araştırıp, büyük bir heyecanla ulaştığın bilgiyi benimle paylaşıp ortak kararımız haline getirmeye çalışıyordun.
Senin bu isteğin şartlarım hiç uygun olmadığı halde beni şevke getirdi. Sen, Ben,Tamer ve Hülya ile birlikte kardeşler ilk defa bir projede birleştik sayende.

Ama hayat Senin hazırlayıp ilmek ilmek dokuduğun o projenin gerçekleştiğini, Anne ve Babamızın ve de senin görmene izin vermeyecek kadar kahbelik yaptı.
Köy de yaşam projen, hayallerin/hayallerimiz, mutlaka gerçekleştirilecek emanet/ boyun borcu olarak omuzlarımda.
Arkanız da, kocaman bir boşluk, tarifi imkansız bir acı, derin hayal kırıklıkları ve yaşanmamışlıklar bırakarak Annem, Babam ve Sen birlikte ayrıldınız aramızdan.
Her yanım kanıyor.
İçim acıyor.

Zaman hiç bir şeyi halletmiyor canım kardeşim, zaman geçtikçe acı da özlem de hasret de daha büyüyor.

Seninle birlikte kurduğumuz gelecek hayellerimiz için, anıya ve söze sadakat için, akıl sağlığımı korumak, dik durabilmek için Toplumsal mücadeleye daha da sıkı sarıldım.

Sizi Gazi Yunus'a bırakıp Kanlıca'ya geldiğimiz de İşçi Partisi Beykoz İlçe Başkanı arkadaşım; " 5 Aralık 2013 Perşembe günü Zafer Bey bizi aradı, Partiye ilişkin görüştük, (şimdi memlekete Anne ve Babamı getirmeye gidiyorum, geldiğim de İşçi Partisine üye olacağım, ama bunu Ağabeyime söylemeyin, ben üyelik işlemini tamamladıktan sonra kendim söyleyeceğim)"dedi diye söyledi.
Ahh canım kardeşim,
Babamın önderliğin de kurduğumuz ben ve sevgili Ayhan'ın da yöneticiliğini yaptığımız köy derneğimiz 12 Eylül Faşist darbesi ile kapatıldıktan sonra, 1991 de senin başkanlığın da tekrar kuruldu.
Bayrağı hiç yere düşürmedin.

Artık iki kişilik yaşamak zorundayım, iki kişilik kavga edecek, iki kişilik sorumlu olacak ve hayata iki kişilik sarılacağım.

İyi ki doğdun Kardeşim.
İyi ki Kardeşimsin.
Dostum.

Feyzullah ÖZTÜRK
Ankara 7 Nisan 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder