BABAM!
Arkadaşlarının tanımıyla “Köye giden aydınlanma meşalesi, cumhuriyet devrimi idealinin ete kemiğe bürünmüş halidir” Babam Ahmet ÖZTÜRK.
8 Mart ta doğdu,
8 Yaşında yetim ve öksüz kaldı,
8 Aralık’ta hayata gözlerini yumdu.
Gelişi de, yaşama acılı başlayışı ve gidişi de sekize takıldı.
Yana yatık sekiz de sonsuzda sonsuza kadar benimle,
Babam, İlk Öğretmenim, Ustam en İyi Arkadaşım.
Elini hep üstümde, sıcaklığını hep yüreğimde hissettiğim
Esirgeyen Bağışlayan Dostum.
8 Mart 1934 de doğduğu yazıyor nüfusta.
Anneme takılırdık her 8 Mart’ta senin en büyük hediyen Babam diye.
8 Aralık 2014 günü, acı bir trafik kazası sonucu;
“o ölürse ben yaşayamam” dediği 60 yıllık hayat arkadaşı canım Annem
ve bir küçüğüm kardeşim arkadaşım Zafer’imle aramızdan ayrıldı.
Küçük erkek kardeşim Taner’in ağır yaralı kurtulması mucizeydi.
Babam;
Daha 8 yaşında iken babasını kaybetmiş.
Net hatırlayamıyordu Babasını.
Babasının ölümünden hemen 40 gün sonra Babaannesi de hayata veda etmiş.
Bunlar yetmezmiş gibi Annesi de başka bir adamla evlenince;
Babam 8 yaşında, Halam 6 ve Amcam 1 yaşında neredeyse hem yetim hem öksüz kalakalmışlar Büyükbabalarıyla.
3 küçükle kalan Büyükbaba (Feyzullah Dedem), asker arkadaşı Başağrılı Mehmet Onbaşının kız kardeşiyle evlenmiş.Yıl 1943
Bizim Başağrılı Anamız, Büyük Babaannemiz hem anne hem babaanne olmuş Babam ve kardeşlerine. (Gerçek adının Zahide olduğunu ortaokula giderken öğrendim).
İstavri Köyünde okul yok, Başağrı Köyünde var.
Onbaşı Dayı’nın yanında okumuş ilkokulu Babam.
Köy Eğitmeni Azmi Hoca, Babam ve iki arkadaşını Köy Enstitüsü
Sınavlarına girmeye zorlamış. Babam ve arkadaşları Beşikdüzü Köyenstitüsü’nü
Kazanarak kayıt yaptırmışlar. Yıl 1948
Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nde eğitim devam ederken, gericilerin, aydınlanma ve cumhuriyet düşmanlarının baskılarıyla köy enstitüleri üzerindeki baskıların bir parçası olarak, Beşikdüzü Köy Enstitüsü Kızlara tahsis edilince Pazarören Köy Enstitüsünde son sınıfı okur ve mezun olur. Yıl 1953
Okulu bitirdiğin de İyi futbolcu (köy enstitüleri arası maçlarda izleyen Beşiktaş yöneticilerinin transfer etmeye çalıştığı kadar iyi bir sol açık) iyi derece de keman çalabilen ve arkadaşlarının tanımıyla
Arkadaşlarının tanımıyla “Köye giden aydınlanma meşalesi, cumhuriyet devrimi idealinin ete kemiğe bürünmüş halidir” Babam Ahmet ÖZTÜRK.
8 Mart ta doğdu,
8 Yaşında yetim ve öksüz kaldı,
8 Aralık’ta hayata gözlerini yumdu.
Gelişi de, yaşama acılı başlayışı ve gidişi de sekize takıldı.
Yana yatık sekiz de sonsuzda sonsuza kadar benimle,
Babam, İlk Öğretmenim, Ustam en İyi Arkadaşım.
Elini hep üstümde, sıcaklığını hep yüreğimde hissettiğim
Esirgeyen Bağışlayan Dostum.
8 Mart 1934 de doğduğu yazıyor nüfusta.
Anneme takılırdık her 8 Mart’ta senin en büyük hediyen Babam diye.
8 Aralık 2014 günü, acı bir trafik kazası sonucu;
“o ölürse ben yaşayamam” dediği 60 yıllık hayat arkadaşı canım Annem
ve bir küçüğüm kardeşim arkadaşım Zafer’imle aramızdan ayrıldı.
Küçük erkek kardeşim Taner’in ağır yaralı kurtulması mucizeydi.
Babam;
Daha 8 yaşında iken babasını kaybetmiş.
Net hatırlayamıyordu Babasını.
Babasının ölümünden hemen 40 gün sonra Babaannesi de hayata veda etmiş.
Bunlar yetmezmiş gibi Annesi de başka bir adamla evlenince;
Babam 8 yaşında, Halam 6 ve Amcam 1 yaşında neredeyse hem yetim hem öksüz kalakalmışlar Büyükbabalarıyla.
3 küçükle kalan Büyükbaba (Feyzullah Dedem), asker arkadaşı Başağrılı Mehmet Onbaşının kız kardeşiyle evlenmiş.Yıl 1943
Bizim Başağrılı Anamız, Büyük Babaannemiz hem anne hem babaanne olmuş Babam ve kardeşlerine. (Gerçek adının Zahide olduğunu ortaokula giderken öğrendim).
İstavri Köyünde okul yok, Başağrı Köyünde var.
Onbaşı Dayı’nın yanında okumuş ilkokulu Babam.
Köy Eğitmeni Azmi Hoca, Babam ve iki arkadaşını Köy Enstitüsü
Sınavlarına girmeye zorlamış. Babam ve arkadaşları Beşikdüzü Köyenstitüsü’nü
Kazanarak kayıt yaptırmışlar. Yıl 1948
Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nde eğitim devam ederken, gericilerin, aydınlanma ve cumhuriyet düşmanlarının baskılarıyla köy enstitüleri üzerindeki baskıların bir parçası olarak, Beşikdüzü Köy Enstitüsü Kızlara tahsis edilince Pazarören Köy Enstitüsünde son sınıfı okur ve mezun olur. Yıl 1953
Okulu bitirdiğin de İyi futbolcu (köy enstitüleri arası maçlarda izleyen Beşiktaş yöneticilerinin transfer etmeye çalıştığı kadar iyi bir sol açık) iyi derece de keman çalabilen ve arkadaşlarının tanımıyla
“Köye giden aydınlanma meşalesi, cumhuriyet devrimi idealinin ete kemiğe bürünmüş halidir” Babam Ahmet ÖZTÜRK.
Enstitü son sınıfta stajyer öğrenci iken gittiği köy okulunda Atatürk Devrimleri ve İnönü Savaşlarını anlatırken takındığı tavır nedeniyle Demokrat Parti (DP) Bucak Başkanının şikayeti sonucu okulu bitirince Hakkari Yüksekova Hırvata Köyü ( Zeydan Aşiretinin merkez köyü- İran sınırında) ne tayin edilir.
Mesudiye’den 12 gün süren yolculuk sonu ulaşır Hakkari-Yüksekova Hırvata Köyü’ne.
Ağa Kerim Zeydan Ağa Babamı köye sokmaz, okulda kalır marangoz öğretmeni ve demirci ustasıyla bir dönem. Ne köylü Türkçe bilir, ne de Babam ve diğerleri Kürtçe. 3 Ayda anlaşmanın yolunu bulurlar köylüyle , başlarlar eğitime. 2 yıl kalır Hırvata da babam.
Annemin bana hamileliği de Hırvata dadır. Yaz tatilinde kendi köyümüz İstavri de doğmuşum.
Sonra Ordu- Mesudiye köylerin de ve Mesudiye de ilkokul öğretmenliği, Samsun Eğitim Enstitüsünü bitirdiği 1967 yılından sonra Ordu-Aybastı ve İstanbul’ da çeşitli okullarda Ortaokul ve Lise öğretmenliği ve Okul Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
12 Eylül faşist darbesinin baskıları sonucu 1984 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi Müdür iken emekli oldu.
Emekli olduktan sonra bir dönem SHP den İstanbul Belediye Meclisi ve İl Encümen Üyeliğine seçildi. Ancak sistem içi yozluk ve yolsuzluklara dayanamayarak istifa etti.
O Mahmut Esat Bozkurt’ların, Mustafa Necati’lerin İsmail Hakkı Tonguç’ların iz sürücüsüydü.
Enstitü son sınıfta stajyer öğrenci iken gittiği köy okulunda Atatürk Devrimleri ve İnönü Savaşlarını anlatırken takındığı tavır nedeniyle Demokrat Parti (DP) Bucak Başkanının şikayeti sonucu okulu bitirince Hakkari Yüksekova Hırvata Köyü ( Zeydan Aşiretinin merkez köyü- İran sınırında) ne tayin edilir.
Mesudiye’den 12 gün süren yolculuk sonu ulaşır Hakkari-Yüksekova Hırvata Köyü’ne.
Ağa Kerim Zeydan Ağa Babamı köye sokmaz, okulda kalır marangoz öğretmeni ve demirci ustasıyla bir dönem. Ne köylü Türkçe bilir, ne de Babam ve diğerleri Kürtçe. 3 Ayda anlaşmanın yolunu bulurlar köylüyle , başlarlar eğitime. 2 yıl kalır Hırvata da babam.
Annemin bana hamileliği de Hırvata dadır. Yaz tatilinde kendi köyümüz İstavri de doğmuşum.
Sonra Ordu- Mesudiye köylerin de ve Mesudiye de ilkokul öğretmenliği, Samsun Eğitim Enstitüsünü bitirdiği 1967 yılından sonra Ordu-Aybastı ve İstanbul’ da çeşitli okullarda Ortaokul ve Lise öğretmenliği ve Okul Müdürlüğü görevlerinde bulundu.
12 Eylül faşist darbesinin baskıları sonucu 1984 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi Müdür iken emekli oldu.
Emekli olduktan sonra bir dönem SHP den İstanbul Belediye Meclisi ve İl Encümen Üyeliğine seçildi. Ancak sistem içi yozluk ve yolsuzluklara dayanamayarak istifa etti.
O Mahmut Esat Bozkurt’ların, Mustafa Necati’lerin İsmail Hakkı Tonguç’ların iz sürücüsüydü.
TÖDMF ( Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu )
TÖS ( Türkiye Öğretmenler Sendikası )
TÖB-DER ( Türkiye Öğretmenler Derneği ) Kuruculuğu ve yöneticiliği yaptı.
Çeşitli defalar göz altına alındı, tutuklandı yargılandı, evi bombalandı, kurşunlandı.
Mahir'ler cezaevinden kaçtığı gece sevinçten silah attıkları için Aybastı Kaymakamı Selçuk ÇOLAKOĞLU ile birlikte göz altına alındı.
1969 Büyük Öğretmen Boykotunu örgütleyip katıldığı için tutuklandı.
Bunlar onun için görev gereğiydi.
Ne yıldı, ne de bir adım geri attı.
Haksızlığa dayanamaz, vurdum duymazlığa isyan ederdi.
Hepsi Üniversite okuyan, sorumluluk sahibi dört evlat yetiştirdi.
Baba, abi, arkadaş ve öğretmen oldu bize.
BABAM
BABA GİBİ ADAMDI
Ne yıldı, ne de bir adım geri attı.
Haksızlığa dayanamaz, vurdum duymazlığa isyan ederdi.
Hepsi Üniversite okuyan, sorumluluk sahibi dört evlat yetiştirdi.
Baba, abi, arkadaş ve öğretmen oldu bize.
BABAM
BABA GİBİ ADAMDI
Feyzullah ÖZTÜRK
Ankara 2 Mart 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder